Manisa Şehir Hastanesi Çocuk Gelişimcisi
Nurcan TAŞ Çocuklarda Sosyal Medya kullanımı hakkında bilgiler verdi.
TAŞ; ‘’Teknoloji çağının bir
getirisi olarak dijital dünyanın, dijital teknolojinin, cep telefonu,
televizyon, tablet, bilgisayar ve internetin yetişkinlerde olduğu kadar
çocuklar arasında da çok sık kullanıldığını biliyoruz. Çocukların günlük yaşam
düzenine giren bu araçlar eğitim, bilgi temini ve paylaşımı konularında oldukça
faydalı ve eğlenceli olduğu gibi çocuklar için bazı riskler taşımaktadır.
Ülkemizde çocukların sosyal medya kullanımı ile ilgili belirlenmiş bir
yasa vardır. Bu yasa Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)
tarafından çocukların sosyal medyada profil sahibi olabilmeleri için yasal
sınır 13 yaş olarak belirlenmiştir. Ancak çocuklar sahte bilgilerle daha erken
yaşlarda kendilerine hesap oluşturabilmektedirler. Bu durum yasal düzenlemelerin
yetersiz olduğunu düşündürmekle birlikte sosyal medyanın güvenli bir ortam
olmadığını, çocuklar haricinde sahte kişiliklerin bulunduğu bir mecra olması
nedeniyle çocukların sosyal medya kullanımlarının ebeveynleri gözetiminde
olmasının gerekli olduğunu düşündürmektedir.
Sosyal medyanın çocuğa
yararlarına gelecek olursak; elbette ki vardır. Bunlar;
•
Çocuklar
kendi kimliklerini oluşturma çabası içerisindeyken kendi kimliğini tanıma ve
karakterini geliştirme fırsatını bulurlar.
•
Bulunduğu
mecra dolayısıyla sosyal-duygusal yönünü geliştirmesine yardımcı olur.
•
Okul
haricinde arkadaşlarıyla iletişim kurmasını, dersleri veya farklı konular
hakkında tartışmasını ve bilgi edinmesini sağlar.
•
Arkadaşlarıyla
istediği zaman iletişim kurabiliyor olması arkadaşlarıyla bağlarını
güçlendirerek aidiyet hissini tanımasına yardımcı olur.
•
Çocuklar
sosyal medya sayesinde ülkemizde ve dünyada olan biten değişiklikleri daha
erken farkedebilirler.
Sosyal medyanın çocuğa zararları ise; çocuklar üzerindeki en büyük etkisi sosyalleşmeyi
engellemesi, gerçek ilişkilerden uzaklaşması ve bunların getirdiği diğer
olumsuzluklardır. Bu olumsuzlukları sıralayacak olursak:
•
Kimlik
kazanımı döneminde kendinde hoşuna gitmeyen bazı özellikleri olabilir. Bunları
değiştirmekle uğraşmak yerine sahte hesap oluşturarak kendini bambaşka biri
olarak tanıtabilir. Bu da kimlik sürecini olumsuz etkiler.
•
Normalde
tanımadığı ve sakıncalı gördüğümüz kişilerle ilişki kurmasını istemezken sosyal
medya ortamında çocuk her türlü tehlikeye açıktır.
•
Çeşitli
web siteleri arasında yaygın olan siber zorbalığa maruz kalabilir. Bu durum
çocuğu depresyona ve travmaya itebilir.
•
Uzun
süre sosyal ortamda kalmak çocuğu fiziksel arkadaşlıklardan uzak tutar. Bu
durum onun sosyal yönünü zedeleyerek kişiler arası iletişim kabiliyetini
zayıflatır. İçe kapanıklık ve asosyal olmasına neden olur.
•
Sosyal
ortamda uzun vakit geçirmek duruş ve oturuş bozukluklarından başlayıp
hareketsizlik ve kilo alımına, görme problemlerine kadar birçok olumsuz duruma
zemin hazırlayabilir.
•
Sosyal
medya ortamında bilgi kirliliği ve bilgi çarpıtmalar yoğun olarak görüldüğü
için gerçeklik algısı bozulabilir, farklı ideolojilere sempati duymaya
başlayabilir.
•
Çıplaklık
ve pornografi içeren paylaşımlarla karşılaşabilir. Çocuk popüler olma isteği
ile kendisi de bu tarz paylaşımlar yapmaya çalışabilir. Mahremiyet algısı
bozulabilir.
•
Uygun
olmayan, kendini farklı tanıtan kişilerce kandırılabilir, suistimal
edilebilirler.
•
Sosyal
medyada yazarak iletişim kurmasından dolayı fiziksel ortamda kendini ifade etmekte
güçlük yaşayabilir.
Görüleceği üzere sosyal
medya kullanımının çocuk üzerinde olumlu etkisi olduğu kadar olumsuz etkisi de
vardır. Hatta denilebilir ki sanal ortamların bayağılaşmış durumundan dolayı
olumsuz etkisi daha fazladır. Ebeveynler olarak çocuğu fiziki ortamlarda nasıl
koruyup kolluyorsak sosyal medyanın zararlı etkilerinden de koruyup kollamak
bir diğer görevimiz olmalıdır. Burada asıl yapılması gereken şey sosyal medya
kullanımına süre sınırı koyulması, ebeveyn gözetiminde olması, olumlu ve olumsuz
etkilerini iyi gözlemlemektir’’ diye konuştu.